Allah Teâlâ'nın Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'i el-Meleu’l-A’lâ’da mukarrebin makamındaki meleklerin yanında övmesi.
Peygamberimiz Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'in kendileriyle zifafa girdiği hanımlarıdır.
Allah Teâlâ'ya has olan meselelerde mahlûkatının Allah Teâlâ'ya denk/eşit tutulmasıdır.
Ölünün defnedildiği mekâna denir.
Ateşten yaratılmış kâfir cinlerden olan varlığın ismidir.
Kalbin Allah Teâlâ'ya ibadet ve yakınlaşmak kastıyla bir şeyi yapmaya azmetmesidir.
Namaz kılan kimsenin, rükû etmesinin ardından kalkarak, doğrulduğunda "Rabbena ve leke'l-hamd" demesidir.
Dinin akide, hüküm ve adâp ile ilgili hususlarındaki apaçık yoldur.
Müslüman bir kimse hakkında dinden çıktığı hükmünü vermek.
Akıllı, dinî emir ve yasakları yerine getirmekle mükellef kılınmış, gizli ve şekilden şekle girme gücüne sahip mahluklar olup, yaratılışlarının aslı ateştendir.
İnsanın, kalbini bağladığı kesin bir iman ile inanarak benimsediği yoldur.
Kabile, aşiret, renk veya bunun dışında, durumunu önemsediğin kimseleri, doğru veya yanlış olsun, kazanmaları için savunmak ve müdafaa etmektir.
Allah Teâlâ'nın her millette, onları bir tek Allah Teâlâ'ya ibadet etmeye, O'nun dışında ibadet edilenleri inkâr etmeye çağıran, sevabını müjdeleyen, cezalandırmasına karşı uyaran bir peygamber gönderdiğini ve hepsinin dosdoğru elçiler olduklarını kesin olarak tasdik etmektir.
Sahibini İslam dininden çıkaran herhangi bir söz, fiil, inanç, şüphe, terk etme hali veya İslam'ın zıt anlamıdır.
İnsanın namus, mal ve can güvenliğinin korunmasıdır.
Namazda başını ve sırtını belli bir şekilde eğerek Allah Teâlâ'ya ibadet etmektir.
Allah’ın Kur'an’da ve sünnette indirdiği kitapları hakkında genel ve ayrıntılı/detaylı olarak haber verdiklerini tasdik ve ikrar etmek, bize indirdiği kitap ile amel etmektir.
Allah’ın varlığına kesin bir itikatla inanmaktır. O Rab, yaratıcı, Malik, Müdebbir (bütün işleri idare eden/düzenleyen) ve ibadeti tek başına hak edendir. Onun en güzel isimleri ve yüce sıfatları vardır. Bütün bunlar da tektir ve onun bir ortağı yoktur.
Allah Teâlâ'nın kendilerine vahiy gönderip dinini tebliğ etmelerini emrettiği, güçlü ve sabırlı, faziletli ve üstün görüşlü, istikrarlı ve ciddiyet sahibi peygamberlerdir. Onlar; Nuh, İbrahim, Musa, İsa ve Muhammed -aleyhimu's-salatu ve's-selam-'dır.
Kur'an ve sünnette değerli meleklerin özellikleri, vazifeleri ve isimleri hakkında gelen her şeyi genel ve ayrıntılı olarak tasdik etmek ve onaylamaktır.
Allah Teâlâ’nın kitabında ve O'nun Rasûlü Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-’in sünnetinde ölümden sonra olacaklara dair haber verdikleri her şeyi kesin olarak tasdik etmektir.
Kainatta yaşanan tüm olayların yüce Allah'ın takdiri, ilmi, iradesi ve yaratması ile yaşandığını kesin olarak tasdik etmektir.
Ölüm ve yeniden diriliş arasında kalan insanların bulunduğu yer ve süreçtir.
Kıyamet gününde Allah Teâlâ'nın kullarını diriltip, kabirlerinden çıkartıp, hesap ve karşılık için bir alanda toplamasıdır.
Allah Teâlâ'yı noksansız ve güzel sıfatlarla ta'zim etmek, bütün noksanlık ve kusurlardan tenzih etmektir.
İnsanın, kendisi ile Allah Teâlâ’nın azabı ve öfkesi arasına, O'nun emrettiklerini yerine getirip yasakladıklarından kaçınarak, bir koruma koymasıdır.
Allah’ı kendine has olan rububiyyet, uluhiyyet, isim ve sıfatlarında tek ve eşsiz saymak, O'na şirk/eş koşmaktan ve O'na şirk/ortak koşanlardan beri/uzak olmaktır.
Allah Teâlâ’yı, açık ve gizli, sözlü, amelî ve itikadî bütün ibadet türlerinde birlemek ve her kim olursa olsun Allah’tan başkasına ibadet etmemektir.
Yüce Allah'ın her şeyin yaratıcısı ve sahibi olduğunu, bütün işlerin idaresinin ve çekip çevrilmesinin kendisine döndüğünü kesin bir inançla ve eksiksiz bir şekilde kabul etmektir.
Yahudiler tarafından tahrif edilmeden ve Kur'an-ı Kerim ile nesh edilmeden önce, Allah Teâlâ'nın, Musa -aleyhisselam-'a İsrailoğulları için bir nur ve hidayet olarak indirdiği kitaptır.
Allah Teâlâ’nın kıyamet günü, veli kulları ve kendisine itaat eden kimseler için hazırladığı, büyük karşılık ve mükâfat yurdudur.
İmanın Artması: Mü'minin ibadetleri ve Allah'a yakınlaşmak için yaptığı amelleri sebebi ile imanında meydana gelen kuvvettir. İmanın Eksilmesi: Mü'minin işlediği günahlar ve haramlar sebebiyle imanında meydana gelen zayıflıktır.
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- ve Sahabe-i Kirâm'ın -radıyallahu anhum- din hususunda söz, amel ve itikat olarak üzerinde oldukları yoldur.
'Şahitlik ederim ki Allah’tan başka ibadet edilecek hiçbir hak ilah yoktur, yine şahitlik ederim ki Muhammed –sallallahu aleyhi ve sellem- Allah’ın kulu ve elçisidir.'' sözüdür.
Allah'ın Rasûlü Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'in vefatından sonra Müslümanların yöneticiliğini ardarda yapan ilk dört halifedir. Onlar, Ebu Bekir es-Sıddık, Ömer Bin Hattab, Osman Bin Affan ve Ali Bin Ebutalib'dir -radıyallahu anhum
Büyücü, sihir yapılan kimsenin beden, akıl, irade ve benzeri, zarar görmesini istediği şeyler için şeytanları kullanmak adına yardımına başvurduğu efsun, düğüm ve okumalardır.
Allah Teâlâ'nın İsa -aleyhisselam-'a indirdiği kitabıdır. Onun içinde hidayet, nur ve öğütler vardır. Onların ellerinde bulunan Tevrat'ı tasdik eder. Hristiyanlar onu, İsa -aleyhisselam-'ın semaya yükseltilmesinin ardından tahrif etmişler ve böylece Kur'an-ı Kerim ile hükmü ortadan kaldırılmıştır.
Şeriatın yasakladığı, şirk koşmaya vesile olan, naslarda şirk olarak isimlendirilen ve büyük şirk derecesine ulaşmayan şeylerdir.
Yaptıkları her işlerinde, Allah Teâlâ’yı gözeten, Allah'ın azabından ve öfkesinden korkarak, emirlerine uyup yasaklarından kaçınan, rızası ve Cennet'i için çalışan, takva ve iman sahibi kimselerdir.
Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem-'e iman edip, onunla karşılaşan ve İslâm üzere vefat eden kimsedir.
Cehennem'in üzerinde, insanların geçmesi için kurulan, amellerine göre, iyilik sahibi kimselerin Cennet'e geçtiği, günahkâr kimselerin ise kayıp düştüğü bir köprüdür.
Kıyamet günü Mahşer alanında Peygamber Efendimiz -sallallahu aleyhi ve sellem- için hazırlanan ve ümmetinin uğrayacağı Kevser Nehri'nden akan suyun toplandığı yerdir.
Bilerek veya bilmeyerek, doğru yolu terk etmektir.
İtaat etmek kasdıyla kişinin emredileni yapması ve yasaklananı terk etmesidir. Emredilen ya da yasaklanan şeyin itikat, söz ve amel edilecek bir şey olması arasında bir fark yoktur.
Allah’ın sevdiği ve razı olduğu, gizli ve açık bütün sözleri ve amelleri içine alan geniş ve kapsamlı bir kavramdır.
Dinin, nitelik ve miktar olarak izin verdiği şeylerin aşılmasıdır. Aşılan bu hususun itikadî ya da amel ile ilgili olması arasında bir fark yoktur.
İslam ve Tevhid
Kişinin dinini muhafaza etmesi için küfür ve şirk beldesini terk edip İslam beldesine intikal etmesidir.
Allah Teâlâ’ya ibadet için bir amel yaparken gereğinden fazla yapılma maksadıyla dinde sonradan çıkarılmış yeni bir yöntem uydurulmasıdır.
Allah'ı bütün noksanlıklardan tenzih etmek ve O'nun bütün mükemmelliklerini kabul etmektir.
İster itikat, ister amel, isterse de söz olsun hakkın hilafına amel etmektir.
Allah'a tevhid ile teslim olmak, O'nun emirlerini yerine getirmek, şirkten ve Müşriklerden beri olmaktır.
Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in sünnetine, inanç ve amel olarak uyan ve Müslümanların cemaatine tabi olanlardır.
İtaat etme ve kabulü gerekli kılan kesin inançtır. Dil ile ikrar, kalp ile tasdik ve azalar ile amel etmektir. İtaatler ile artar ve günahlar ile azalır.
Dinde sonradan uydurulan her şeydir. İtikat ve ibadetlerde dinî olarak hiçbir delili olmayan şeydir.
Allah'a işaret ve irşat eden her şeydir.
İbadet eden kimsenin Yüce Allah'ın rızasından başkasının (rızasını) gözeterek ibadet etmesidir. İnsanların kendisini görüp övmesi için bir kimsenin amel etmesi bunun bir örneğidir.
Yüceltme, tazim, boyun eğme ve itaat etmede gerekli olan sevgiyi Allah -Azze ve Celle-'den başkasına sarf etmektir.
Bir kulun, haramı helal kılmak, helali haram kılmak gibi hükümlerin değiştirilmesinde Allah Teâlâ'dan başkasına itaat etmesidir.
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in dili ile AllahTeâlâ'nın, kulları için tayin ettiği yoldur. Emrettiklerini yapıp yasakladıklarından kaçınarak, haber verdiklerini tasdik ederek kendisine ulaştıran yoldur.
Allah Teâlâ'nın, peygamberi Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'e indirdiği, okunması ibadet olan, mushaflarda yazılı, tevatür yoluyla nakil olmuş kelamıdır.
Dünyada had cezası olan, ahiret için tehdit içeren, lanet, gazap ve imanı nefyeden her günahtır.
Peygamber Efendimiz -sallallahu aleyhi ve sellem-'den aktarılan söz, fiil, takrir, vasıf veya peygamberlikten önce ya da sonra aktarılan siyerdir.